


YERDE OYUN ZAMANI (Floor Time) :
ZİHİNSEL GELİŞİM & DUYGUSAL SAĞLIĞI AYNI ZAMANDA BESLEME
Çocuğunuz bebeklikten okul çocuğu çağına büyüdükçe, “yerde oyun zamanı” (floor time), yalnızca birlikte eğlenmekten çok daha ileriye gidecektir. Zemine birlikte oturduğunuzda, çocuğunuz, sanal oyunları sahnelemekle ve oyunun kuralları konusunda sizinle fantezi kurabilme yeteneğini genişletecek ve içinde yaşadığı dünyayı daha mantıklı olarak kavrayacaktır.
Oyun süresince, çocuğunuzun gelişimsel düzeyinde davranmanız gerektiğini hiç bir zaman unutmayın. Oynanan oyunlarda esas, liderliği ona bırakmak ve onun gelişimini, etkileşim boyunca izlemektir. Böylece, bu “yerde oyun zamanı”, ona, onun kendi zamanında özel olarak katıldığınız mesajını verecektir. Doğal olarak onun oyun alanı kendi ilgilerini, inisiyatiflerini ve fikirlerini içerecektir. İdeal olarak oyunda, siz, çocuğunuz her ne diyorsa onu yapmalısınız, hatta evcilik ya da süper-kahraman’ları onlarca defa oynamak bile olsa. Her tür oyuncul paylaşma, birlikte eğlenmeniz koşuluyla, kabuldür. Eğer siz ender de olsa oynanacak oyunu seçmek zorunda kalırsanız, yine çocuğunuzun liderliği almasını yeğleyin ve mümkün olabildiği kadar yaratıcı oyunlar seçin.
Siz ve eşiniz her biriniz farklı oyunlar seçebilir. Biriniz öyküleri dramatize etmek isterken, diğeri sanat projeleri ve fiziksel aktiviteleri yeğleyebilir. Farklı oyun programları, oyuna istekli olmak koşuluyla elbette yararlıdır. Çocuk sizin istek ve kıvancınızı hissedince, her ikinizle de arzuyla oynamayı isteyecektir. Lütfen “yerde oyun zamanının”, kuralları öğretmek için olmadığını unutmayın. Bunu başka bir zaman yapabilirsiniz. Aynı şekilde, yerde oyun zamanı, oynanmakta olan oyun hakkında bir seri soru sormak da değildir. Bu, çocuğunuzun, kayıtsız şartsız, hemen hemen bir diktatör gibi oyun arenasına önderliğini getirme zamanıdır. Hatta sekiz aylık bebeğiniz bile, sizin burnunuzu çimdikleyerek çıkaracağınız sesten bir oyun teması yaratabilir. Bebeklik çağındaki bir çocuğa, o ne yapıyorsa onu tekrarlayarak katılabilirsiniz: El çırpma, gürültülü sesler çıkarma ya da bir çıngırakla oynama gibi. Onun liderliğini izleyerek, ona bir ayna örneği olarak duygusal ton’unu ve yüz ifadelerini yinelerken, kendinizinkileri de ekleyebilirsiniz.
Yerde oyun zamanında, mümkün olabildiği kadar çocuğunuzla iletişim halkalarını açıp kapamaya savaşın. Eğer çocuğunuz oyuncak arabasını hareket ettirir ve siz de kendi oyuncak arabanızı onunkine paralel yanaştırdıktan sonra, “Nereye gidiyorsun?” ya da “Benim bebeğim arabanda, seninle birlikte gidebilir mi?” dediğinizde, bir ‘iletişim halkası’ açmış oluyorsunuz. Eğer o birtakım jestler yapar da ya da sizin davranış şeklinize göre, “Eve gidiyoruz!” diye sözsel bir yanıt verirse ya da size ‘zaten biliyorsun’ gibilerden bakıp da basitçe arabasını arabanıza bindirirse, o, ‘iletişim halkasını kapyor’ demektir.
Çocuğunuzla oyun partnerliğiniz, yalnızca onun inisiyatif sahibi olup olmadığına dayanmayıp, oynarken verdiği yanıtlar ve paylaştığınız bilgiyle de ölçülür. Bu ortaklığı paylaşabilme ve onun verdiği yanıt üzerine ilişki kurabilme, karşılıklı etkileşimi yapılandıran ana öğelerdir. Hatta çocuğun yanıtı basit bir ‘Hayır’ ya da ‘Şıh!’ bile olsa, bu onun, partnerinin açtığı iletişim halkasını kapayabilmesi demektir.
Eğer çocuğunuzun yerde oyun zamanı, genellikle düzeni bozulmuş öfke ve agresyon temaları etrafında dönerse, oyunun dramatik seyrini değiştirmeye kalkmayın ve “Bu karakter niye bu derece öfkeli?” ya da “Niye uslu ve iyi davranmıyor?” gibi sorular sormayın. Bunun yerine, “Oo, bu adam gerçekten diğerlerini temizlemek istiyor. Onları, yüzlerce şekilde ortadan kaldıracağını söylüyor. İddia ederim ki bu kadar öfke için haklı bir düşüncesi vardır!”. Çocuğunuzun sergilediği öfkenin derinliğini kaydetmekle ve bunun için geçerli bir neden olabileceğini önceden kabullenmekle, siz, empatik bir şekilde onun karşısında ve kendi düşüncelerini savunan birinden çok, onun yanında olduğunuzu sezinletmiş oluyorsunuz.
Yerde oyun zamanı, disiplin yerine geçmez, onun yerini doldurmaz. Bir çocuğun davranışı kötü olduğu zamanlar, sanal oyun bazen onun zihninde ne olduğunu, niye o denli öfke ve kışkırtıcı olduğunu ortaya çıkarabilir. Sürpriz olarak, sizin, çocuğunuzun olumsuz ve öfkeli duygularının farkında olmanız, onun sanal oyun zamanında bunları oynanan drama’lara olumlu tema’lar halinde getirmesine yardımcı olabilir.
Çocukların çoğu, karmaşa duygularını bir denge halinde tutar. Eğer siz, çocuğa sanal oyun esnasında agresif duygularının değişebileceği ve ifade edilebileceği konusunda empatik bir mesaj verirseniz, bağımlılık, sevgi ve başkalarını düşünme gibi olumlu hisler de yüzeye çıkar. Bununla birlikte, eğer çocuğunuz onu anlamadığınız hissine kapılırsa, düşkırıklığı onun duygularının kutuplanmasıyla sonuçlanır ve bu da agresif tema’lara yol açar. Tekrarlamaya gerek yok ki, yerde oyun zamanını, her gelişim aşamasında oynayabilirsiniz.
Çocuğunuz ıstırap çekiyorsa, problemi çözülmemişse, oyun zamanını uzatabilir ya da günde bir kaç kez yapabilirsiniz. İki çok önemli kuralı unutmayın; bir, daima onun gelişimsel düzeyine inin ve orada kalın, iki, siz onun misafiriniz o da sizin patron’unuzdur. Arabanın dizginleri, aşırı agresif konumlara geçiş hariç, her zaman çocuğunuzun elinde olmalıdır.
Özet olarak, y e r d e o y u n z a m a n ı n ı n f a y d a l a r ı n e l e r d i r ?
1) Geniş bir yelpazede her tür duyguyu sergileme,
2) Duygusal esnekliği arttırma,
3) Olumsuz duyguların üstesinden gelme,
4) Dil ve iletişimin oluşum ve gelişimine yardım etme,
5) Sosyalliği ve diğergamlığı (altruism) artırma,
6) Sosyalleşmenin en önemli öğelerinden biri olan “paylaşma”yı öğrenme,
7) Konsantre olmayı, dikkatini yüceltmeyi öğrenme,
8) Problem çözebilme yetisini artırma,
9) İnce ve kaba motor yetileri geliştirme,
10) “Aidiyet”, “Toplumun-ailenin bir parçası olma” duyusunu yaratma ve kuvvetlendirme.
Melihse Dardağan